ŞEYMA TÜRK
2DŞeyma Türk (Kayseri, 1990) Selçuk Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama ile Mimarlık lisans bölümlerini tamamladıktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık bölümünde Urban Design yüksek lisans eğitimine başlamıştır.2015 Yılından itibaren profesyonel anlamda farklı tekniklerde (yağlı boya, akrilik, ink, dijital, seramik ve karışık tekniklerde) çalışmalar üretmektedir. Katıldığı sergilerin yanı sıra; illüstrasyonları Kafkaokur, Edebiyatist ve Mikrop gibi farklı felsefe, kültür ve edebiyat dergilerinde yer almıştır. Ayrıca yurtiçi ve yurtdışında dijital müzik mecralarında yayınlanmak üzere cover art tasarımları hazırlamıştır. Halen Moda’daki ev-atölyesinde sanatsal üretimlerine devam etmektedir.
“Antroposen”i konu aldığım serimde; dümensiz olarak tehlikeli bilinmeyene doğru sürüklenen bu koca yaşlı gemiyi kaçınılmaz batış sonuna hazırlayan sosyolojik, fiziksel, kapitalist, otoriter vb. nedenleri eleştirel bir dille imgeleştirmeye çalıştım. Antroposen, insanoğlunun Dünya'ya olan etkisinin en üst düzeylere çıktığı Sanayi Devrimi’nden bugüne yaşanan süreçte insanın gezegen üzerindeki geri dönülemez bir biçimde değiştirici kitlesel etkisinin bir sonucu olarak oluşturduğu jeolojik çağdır. Milyon yıllarla ifade edilen Dünya tarihinde insan egemenliğindeki Antroposen’in son üç yüzyıllık bir sürece tekabül ettiğini görmemiz gerçekten de müthiş bir değişimin var olduğunun göstergesidir. İnsanlık önceleri Dünya'dan etkilenirken bu etkileşimi Dünya üzerinde baskın hale gelmiştir. -Artan nüfus ve Dünyanın kaynak itibariyle taşıma kapasitesini çoktan doldurmuş olması, -Yeryüzündeki tüm plastik, tuğla, beton ve diğer insan yapımı nesneler, ilk kez gezegendeki bitki ve hayvanların ağırlığını çoktan aşmış olması, -Tarım alanları açmak için orman alanlarının hızla yok edilmesi, -Sanayi, enerji üretimi ve ulaşım için fosil yakıt kullanımı, -Okyanus ve toprakların plastik, çimento ve metallerle doldurulması, -Dünya kaynaklarının çok hızlı bir şekilde tüketimi ve hava sıcaklığının sürekli artıyor oluşu, -Teknolojinin doğa üzerindeki ağır baskısının doğa kaynaklarının yenilenemeyeceği sürdürülemez bir boyuta getirmiş olması, -İnsanın kendi yarattığı cehennemden, yoğunlaşan şehirleşme ve kentsel yapılı çevreden uzaklaşmak için vahşi doğal alanlara gözünü dikmesi… Daha sayılacak pek çok nedenle insan yerkürede bir göktaşından daha yıkıcı bir güce dönüşmüş; bir kırılmanın oluşması ve yeni bir çağın geri döndürülemez başlangıcına ve insanlığın sonuna sebep olmuştur.
8 milyar insanı kapitalin yönettiği gezegende insani gelişmedeki birçok eşitsizlik artmaya devam ediyor. Sosyal hareketlilik azalıyor, sosyal istikrarsızlık artıyor. Demokrasinin gerilediği ve otoriterizmin yükseldiğini gösteren tehditkar işaretler endişe veriyor. İklim değişikliği, diğer tehlikeli gezegensel değişimlerin yanı sıra, bunları daha da kötüleştirecek. En kötüsü de müdahale ettiğimiz ekosistemin iç dinamiklerine tam olarak hakim olmadığımız için bu müdahalelerin nasıl sonuçlanacağınız bilmiyoruz. Ama buzulların eriyeceği, deniz seviyesinin yükseleceğini, sel baskınları olacağını, yükselen sıcaklıklara bağlı kuralık, kırsal alan yangınları gibi pek çok felaketin yaşanacağı oldukça açık.
Kafkaokur Dergisi Çizerlik 2017-2018
Mixer Arts Gallery 2021-2022-2023 Online Sergi
Mixer Arts Gallery 2023- Printed’23 Karma Sergi
Büyükdere35 Art Gallery-2021-2022-2023-2024 Pop-up Karma Sergi
Büyükdere35 Art Gallery & Shopi go ART 2024- BALANCED Karma Sergi
Şeyma Türk (Kayseri, 1990) Selçuk Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama ile Mimarlık lisans bölümlerini tamamladıktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık bölümünde Urban Design yüksek lisans eğitimine başlamıştır.2015 Yılından itibaren profesyonel anlamda farklı tekniklerde (yağlı boya, akrilik, ink, dijital, seramik ve karışık tekniklerde) çalışmalar üretmektedir. Katıldığı sergilerin yanı sıra; illüstrasyonları Kafkaokur, Edebiyatist ve Mikrop gibi farklı felsefe, kültür ve edebiyat dergilerinde yer almıştır. Ayrıca yurtiçi ve yurtdışında dijital müzik mecralarında yayınlanmak üzere cover art tasarımları hazırlamıştır. Halen Moda’daki ev-atölyesinde sanatsal üretimlerine devam etmektedir.
“Antroposen”i konu aldığım serimde; dümensiz olarak tehlikeli bilinmeyene doğru sürüklenen bu koca yaşlı gemiyi kaçınılmaz batış sonuna hazırlayan sosyolojik, fiziksel, kapitalist, otoriter vb. nedenleri eleştirel bir dille imgeleştirmeye çalıştım. Antroposen, insanoğlunun Dünya'ya olan etkisinin en üst düzeylere çıktığı Sanayi Devrimi’nden bugüne yaşanan süreçte insanın gezegen üzerindeki geri dönülemez bir biçimde değiştirici kitlesel etkisinin bir sonucu olarak oluşturduğu jeolojik çağdır. Milyon yıllarla ifade edilen Dünya tarihinde insan egemenliğindeki Antroposen’in son üç yüzyıllık bir sürece tekabül ettiğini görmemiz gerçekten de müthiş bir değişimin var olduğunun göstergesidir. İnsanlık önceleri Dünya'dan etkilenirken bu etkileşimi Dünya üzerinde baskın hale gelmiştir. -Artan nüfus ve Dünyanın kaynak itibariyle taşıma kapasitesini çoktan doldurmuş olması, -Yeryüzündeki tüm plastik, tuğla, beton ve diğer insan yapımı nesneler, ilk kez gezegendeki bitki ve hayvanların ağırlığını çoktan aşmış olması, -Tarım alanları açmak için orman alanlarının hızla yok edilmesi, -Sanayi, enerji üretimi ve ulaşım için fosil yakıt kullanımı, -Okyanus ve toprakların plastik, çimento ve metallerle doldurulması, -Dünya kaynaklarının çok hızlı bir şekilde tüketimi ve hava sıcaklığının sürekli artıyor oluşu, -Teknolojinin doğa üzerindeki ağır baskısının doğa kaynaklarının yenilenemeyeceği sürdürülemez bir boyuta getirmiş olması, -İnsanın kendi yarattığı cehennemden, yoğunlaşan şehirleşme ve kentsel yapılı çevreden uzaklaşmak için vahşi doğal alanlara gözünü dikmesi… Daha sayılacak pek çok nedenle insan yerkürede bir göktaşından daha yıkıcı bir güce dönüşmüş; bir kırılmanın oluşması ve yeni bir çağın geri döndürülemez başlangıcına ve insanlığın sonuna sebep olmuştur.
8 milyar insanı kapitalin yönettiği gezegende insani gelişmedeki birçok eşitsizlik artmaya devam ediyor. Sosyal hareketlilik azalıyor, sosyal istikrarsızlık artıyor. Demokrasinin gerilediği ve otoriterizmin yükseldiğini gösteren tehditkar işaretler endişe veriyor. İklim değişikliği, diğer tehlikeli gezegensel değişimlerin yanı sıra, bunları daha da kötüleştirecek. En kötüsü de müdahale ettiğimiz ekosistemin iç dinamiklerine tam olarak hakim olmadığımız için bu müdahalelerin nasıl sonuçlanacağınız bilmiyoruz. Ama buzulların eriyeceği, deniz seviyesinin yükseleceğini, sel baskınları olacağını, yükselen sıcaklıklara bağlı kuralık, kırsal alan yangınları gibi pek çok felaketin yaşanacağı oldukça açık.
Kafkaokur Dergisi Çizerlik 2017-2018
Mixer Arts Gallery 2021-2022-2023 Online Sergi
Mixer Arts Gallery 2023- Printed’23 Karma Sergi
Büyükdere35 Art Gallery-2021-2022-2023-2024 Pop-up Karma Sergi
Büyükdere35 Art Gallery & Shopi go ART 2024- BALANCED Karma Sergi